Çalışanı Yönetmek
Geçen hafta işyerlerine, ekiplerine ve çalıştıkları kurumlara bağlılığı yüksek olan çalışanların profili üzerinde durmuştuk. Bununla da kalmayıp, “bağlı olmayanlar” ve “işlerinden kopuk” olanları da tanımaya çalışmıştık.
Bu konu önemliydi çünkü bir kurumda esas katma değeri yaratan grup; bağlılığı yüksek olan gruptu. Bağlı olmayanlar ise; içlerinde potansiyel “starları” yani yüksek performans gösterecek çalışanları barındırdıkları ve genelde kendilerinden bekleneni verdikleri için önemliydi.
Hafta içinde bir şirketin yöneticileriyle benzer konuları paylaşırken, özetle şöyle dendi: “Tamam çalışanı tanımak önemli de, esas mesele yönetmek”. Yani “ille bir ukalalık edeceksen insanları nasıl yöneteceğim onu söyle” denmiş oldu. Bende bunu “fuhşa teşvik” olarak algılayıp, ağzıma geleni söyledim. Özeti aşağıdadır.
Teori ve Pratik
İşin ideali teorinin pratikle beslenmesidir. Daha doğrusu her ikisinin de birbirini beslemesidir. Ama ne yazık ki, özellikle insan ilişkilerini içeren teorilerin büyük kısmı, teoriyi geliştirenin kendi kafasındaki haritayı yansıtır.
Örneğin; evlilik terapisi ile uğraşan bir terapistin kafasında çiftlerin evde yapılması gereken işleri paylaşması gerektiği yatabilir. Çünkü ideal bir evlilikle ilgili sahip olduğu haritası böyle söylüyordur. Oysa evliliğinden doyum aldığını ve mutlu olduğunu söyleyen çiftlere gitse ve sorsa bambaşka şeyler işitebilir. Örneğin; eşinin tüm yardım taleplerini reddederek, evin ve çocukların tüm sorumluluğunu da üstlenerek mutlu olduğunu söyleyen bir kadınla karşılaşabilir. Bir araştırma yapsa böyle düşünen kadınların oranının bayağı yüksek olduğunu görebilir.
Benzer bir olgu “Yönetim Bilimi” için de geçerlidir. Son 40 yıla baktığımızda ortaya çıktığında ses getirmiş, piyasada tutunmuş ve sonra da tarihin karanliklarında kaybolmuş en az bir düzine “yönetim teorisi” bulabiliriz. Bu çalışmalara baktığımızda, hemen tümünün “kendi haritasını” yansıttığını ve kendi teorisini destekleyecek örnekleri kullandığını görürüz. Bunların neredeyse hiçbiri bilimsel araştırma yöntemlerini kullanıp, teorisini verilerle beslememiştir. Yönetim Bilimindeki bu değişim çok yenidir. Yani ne yazıktır ki, iş dünyasında hala geçerliliği belirlenmemiş teorilerin uzantıları olan yaklaşımları kullanmak zorundayız.
Model Oluşturmak
Yeni anlayışın temelinde modeli “iyiye bakarak” oluşturmak yatar. Örneğin; iyi giden evliliklerde, çiftlerin “bu işi ne yapıyorlar da iyi götürüyorlar” diye sormak. Yönetmek söz konusu olduğunda da, performansın yüksek olduğu iş birimlerinde (satış ekipleri, mağazalar, şubeler gibi) “nasıl oluyor da, ne yapıyorlar da şirketin diğer iş birimlerinden farklı olarak bu birimlerde performans yüksek oluyor” diye aynı soruyu sorabiliriz.
Bu noktada odaklanmamız gereken:
• Yönetici
• Ekip üyelerinin kendi aralarındaki ilişkisi
• Yönetici ile ekibin ilişkisidir.
Model pekala bunun üzerine oturtulabilir ve müdahale de bu modelden kalkarak planlanabilir. İşe alım, yetenek yönetimi, performans değerlendirme, yetkinlikler, ve eğitim planlaması gibi temel İK fonksiyonları oluşturulan modelin altına döşenebilir.
Haftaya devam.
27.07.2008
Benzer İçerikler :
Geçtiğimiz hafta, iki dillilik/çok dillilik ve beyin gelişimi üzerine konuşmuş, iki dil öğrenerek yetişmenin birtakım bilişsel becerilerin gelişimine belirgin ...
1900 yılında Amerika’da ilk 100 içinde yer alan firmadan bugün yalnızca 16’sı hayatta. İlk 500 firmanın da yalnızca 29’u listede. Son 15...
Geçen yazımızda, egzersiz ve depresyon ilişkisini ele almış; depresyona, depresyondaki kişinin beyninde gerçekleşen değişikliklere ve ilaç ile egzersizin ...
Geçtiğimiz hafta hayat arkadaşları arasındaki ilişkiyi merceğimize almış ve bu ilişkinin dostluğa en çok gereksinim duyulan dinamik olduğunu vurgulamıştık. ...
İlginizi Çekebilir :
Geçen hafta, eğitim sistemine yönelik beklenti ve ihtiyaçlara dikkat çeken bazı bilimsel çalışmalardan bahsetmiş ve eğitimin ne olması gerektiği üzerinde...
Çiftlerle uğraşırken, kimin değişebileceği kimin değişemeyeceği konusu seanslarda kader gibi eninde sonunda gündeme gelir: “Bu yaştan sonra bir insan...
Geçtiğimiz hafta, liderlerin kendi yeteneklerine odaklandıkları gibi, çalışanların da yeteneklerine önem vermeleri gerektiğinin üzerinde durmuş, büyük ölçekli ...
Paranın geçici de olsa insanları mutlu ettiğini biliyoruz. Ama geçici. Acaba mutluluğun para getirdiğini söylemek mümkün müdür? Eğer bu olabiliyorsa, o zaman ...